• ALTIN (TL/GR)
    4.202,41
    % 1,95
  • AMERIKAN DOLARI
    39,1011
    % 0,04
  • € EURO
    44,4609
    % 0,52
  • £ POUND
    53,0381
    % 0,60
  • ¥ YUAN
    5,4365
    % 0,63
  • РУБ RUBLE
    0,4919
    % 0,27
  • BITCOIN/TL
    4171807,240
    % -4,00
  • BIST 100
    9.356,04
    % -1,26

Yılmaz: Kalıcı sosyal refah üretmek istiyoruz

Yılmaz: Kalıcı sosyal refah üretmek istiyoruz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ev sahipliğinde düzenlenen ‘TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nda konuştu. Programa; Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.

“EN TEMEL AMACIMIZ, ENFLASYONU DÜŞÜRMEK”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Orta Vadeli Program’ı eylül ayında güncelleyeceklerini belirterek, “Uyguladığımız programın dört temel amacı var. En temel amacımız, enflasyonu düşürmek. Ülkemizde fiyat istikrarını tesis etmek. Öngörülebilir bir ortamı hem kamu için hem özel sektör için sağlamak. Enflasyonu düşürürken, bunun geçici bazı yan etkileri olabiliyor. Bunları da hep birlikte yönetmemiz gerekir ama sonuçta enflasyonun düşmesi özel kesim için reel sektör için de son derece kıymetli diye inanıyorum. Çünkü özel sektör öngörülebilirlik ister, istikrar ister. İstikrarlı bir ortamda işini, yatırımlarını gerçekleştirmek ister. Kısa vadeli, dönemsel bir takım yan etkileri de hep birlikte yönetmemiz gerekiyor. Enflasyonu düşürme dışında programımızın ikinci temel amacı dengeli bir şekilde büyüme sağlamak. Neyi kastediyoruz burada? Sadece iç taleple değil, dış taleple de büyümek. Sadece tüketimle değil, üretimle, yatırımla, ihracatla büyüyebilmek. Daha nitelikli bir şekilde büyümek. Büyümeyle dezenflasyon arasında bir sıkıntı yaşanmamasını sağlamak. Aldatıcı, günlük, göz boyayıcı bir gelişme istemiyoruz. Aldatıcı politikalarla değil, geçici, göz boyayıcı politikalarla değil, sağlıklı, gerçekçi, sonuç verici politikalarla yolumuza devam etmek istiyoruz ve kalıcı sosyal refah üretmek istiyoruz. Üçüncü amacımız da bu” diye konuştu.

“DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞANTİYESİ, DEPREM BÖLGEMİZ”

Her yıl ortalama 35 milyar dolar deprem harcaması yaptıklarını kaydeden Yılmaz, “Bu yılın sonuna geldiğimizde 100 milyar doları aşan bir harcama yapmış olacağız. Gelişmiş dediğimiz ekonomiler için bile ağır bir yük ama bunu çok şükür gerçekleştiriyoruz. Şehirlerimizi yeniden imar ediyoruz. Bu yılın sonunda 450 bin civarında hak sahibi, konutuna kavuşmuş olacak. Bununla kalmıyor; yollar, tüneller, şehir altyapıları, hastaneler, okullar, doğal gaz bağlantıları birçok yatırımı yapıyoruz. Organize sanayi bölgelerini yeniden inşa ediyoruz. Vergi politikalarıyla, bilim politikalarıyla destek oluyoruz. Dolayısıyla birçok boyutuyla dünyanın şu anda en büyük şantiyesi bizim deprem bölgemiz. Ve inşallah bu yıl sonunda bu ağır yükü büyük oranda tamamlamış olacağız. Gelecek yıl daha farklı bir perspektifimiz olacak. Yine eksiklerimizi tamamlayacağız ama bu 3 yıl kadar ağır bir yük olmayacak. Bu da bize reel sektör ve sosyal kesimler için daha sağlıklı bir şekilde hareket etme imkanı sunmuş olacak. Bu dört hedefe dönük olarak programımızı hayata geçirmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

“DÜNYANIN ÖNEMLİ EKONOMİLERİ ARASINDA YERİMİZİ ALMIŞ DURUMDAYIZ”

Cevdet Yılmaz, küresel belirsizliğin yüksek düzeylere çıktığı, jeopolitik gelişmelerin, savaşların gündemde olduğu ortam içerisinde Türkiye’nin hem büyümeyi sürdürdüğünü hem de dezenflasyon sürecini başlattığını söyledi. Yılmaz, “238 milyar dolarlık bir ekonomiydi Türkiye. Geçen yıl 1 trilyon 320 milyarı geçti. Dünyanın önemli ekonomileri arasında yerimizi almış durumdayız. Gelişmiş ülkelere yaklaşıyor muyuz, uzaklaşıyor muyuz? OECD’deki kişi başına ortalamayla mukayese ettiğinizde bizimki yüzde 35’ti 2002’de. 2023 yılında da yüzde 72’ye çıkmış Türkiye. Yani OECD’nin ortalaması 100 iken bizimki 72 olmuş. 35’ten 72’ye gelmişiz. Bu da gerçekten çok önemli bir performans. Buna devam edeceğiz” dedi.

“CARİ AÇIĞIMIZIN DÜŞTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ”

Türkiye ihracatının zayıf dış talep koşullarına rağmen Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını ifade eden Yılmaz, “En son yıllıklandırılmış ihracatımız 265 milyar doları buldu. Gerçekten bu içinde bulunduğumuz ortamda hiç de küçümsenmemesi gereken bir rakam. Turizmde gayet iyi gidiyoruz. Geçen sene 62 milyonu aştı turist sayısı. Turizm gelirimiz 61 milyar doları aştı. Dünyanın dördüncü büyük destinasyonu oldu Türkiye. Bu da gerçekten çok çok önemli cari açığımızı da aşağıya çeken bir faktör. TL değerlenme süreci içindeyken ihracatımızın arttığını, turizm gelirimizin arttığını, cari açımızın ise dramatik bir şekilde düştüğünü görüyoruz. 2023’te bir dönem 60 milyar dolarlara yaklaşmıştı cari açığımız. Geçen yılı 10 milyar dolar cari açıkla kapattık. Şu anda 12,6 milyar dolar yıllıklandırılmış açığımız. Bu sene bir miktar artacak diye tahmin etmiştik ama yaşanan gelişmelerden görüyoruz ki cari açık tahminimizden daha iyi gerçekleşecek. Bu da Türkiye’nin döviz ihtiyacını azaltan, finansal istikrarına katkıda bulunan, borçlanma ihtiyacını azaltan son derece önemli bir gelişimdir” diye konuştu. Yılmaz, bütçe disiplinine önem verdiklerini ve depreme rağmen bu alanı yüzde 5 civarında tutmayı başardıklarını kaydetti. Ülkede yüksek borçluluğun da olmadığını ifade eden Yılmaz, mayıs ayında beklentilerin altında bir enflasyon oranı öngördüklerini dile getirdi.

“İHRACATA PROAKTİF DESTEKLER GETİRELİM”

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise daha önce yaşamadıkları, yeni bir küresel ortamla karşı karşıya olduklarını belirterek, “ABD gümrük tarifelerini artırdı. En yüksek artışları da başta Çin olmak üzere pek çok Uzak Doğu ülkesine uyguladı. Peki Çin, Amerika’ya eskisi kadar satamayacağı için elinde kalan malları başka pazarlara gönderirse ne olur? Amerika dışı pazarlarda, Çin rekabeti eskisinden daha da şiddetli hale gelir. Hem içerde hem de dışarda Çin’le rakip olacağız. Esasında bunun küçük bir örneği, geçmişte yaşandı 2020 başlarında, Çin’de emlak balonu patlayıp, inşaat furyası birden bitince bakın ne oldu Çin, elindeki inşaat makinelerini başka ülkelere satmaya başladı. Küresel makine ihracatından aldığı pay 2005’te yüzde 3’lerdeydi. 2023’te yüzde 21’e yükseldi. Dolayısıyla artık dünde kalan bazı küresel düzenlemelerle kendimizi kısıtlamayalım. İhracata muhakkak yeni ve proaktif destekler getirelim” dedi.

*Haberin görselleri DHA tarafından servis edilmiştir.