“Tarımda Sürdürülebilir Gelecek için Yenilikçi Çözümler ve Ortak Stratejiler” temalı zirvede, moderatörlüğünü Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen’in yaptığı özel oturumda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katılımı tarımın geleceği ele alındı.
Yumaklı, üretim planlaması ile bütün süreçlerin yerelden geldiğini ve bunları kullandıklarına dikkat çekti.
Gıda arz güvenliğinin konusunu bugünden itibaren herkesin konusu olduğuna dikkat çeken Bakan Yumaklı, tarıma olan destekleri konusunda Bloomberg HT’ye özel olarak teşekkür etti.
Yumaklı, orman ve su perspektifinde önemli katıklar sağlandığını dile getirirken, Türkiye’nin kendine yetebilirliği konusunda nerede olduğunu konusunda, “Bütün Türkiye kamuoyu olarak şundan emin olalım, biz, farklı bölgelerinde farklı tarım üretimlerinin yapıldığı ve son derece önemli potansiyele sahip bir ülkeyiz. Ayrıca biz çok önemli bir kavşaktayız, lojistik olarak. Türkiye’de üreticiler yeniliklere açık. Tarımsal üretim yapan üreticilerimiz yeniliğe çok açık ve hızlı uyum sağlayabiliyor. Yeter ki onlara gerekli ortamı oluşturun. Bizim dezavantajımız etki edemeyeceğimiz koşullardan kaynaklanıyor. Ama biz bu konuda da hızlı adım atabilen bir ülkeyiz” dedi.
Bu ülke insanların sağlıklı gıdaya erişiminden sorumlu olduklarını dile getiren Yumaklı, bütün tarım parsellerinin ekilip ekilmediğini saptama noktasına getirdiklerini söyledi.
Hiçbir ülkenin kendi kendine yeten bir ülke olmadığını belirten Yumaklı, her dönemin kendi şartları içinde değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Bugün ülkenin sınırları kapatılsa, ülkenin stratejik ürünleri bazında hiçbir üründe sıkıntı çekilmeyeceğine işaret etti.
Bakan Yumalkı, “Uygulamada takılanlar alanlar neler?” sorusu üzerine Tarım Şurası hakkında bilgi vererek şu noktalara dikkat çekti:
“40 yıldır konuşulan konular dediğimiz sorunların çözümünde önemli bir aşama kaydedildi.
Üretim planlaması hayata geçirilirken, bugünün en büyük gerçeği olan suyu merkeze koyarak, nerede hangi ürünün üretilmesi gerektiğini karar verilerek 13 ürün belirlendi. Bu ülkenin ekilebilir alanlarının yüzde 80’ninde üretilebilen ürünler bunlar.
Hangi bölgede, hangi ürünün üretilebileceği konusunu biz söylemedik, o bölgelerin ziraat odaları, üniversiteleri vardı, eldeki olanaklar ortaya konuldu ve üç yıllık desteklerden kredi mekanizmalarına kadar belirlenmiş üç yıllık bir plan ortaya konuldu.”
Üretim planlamasının bu ülkenin gıda arz güvenliği için hayati öneme sahip oluğunun altını çizen Yumaklı, “Zirai don 34 ilde ciddi şekilde etkili oldu. Dondan büyük oranda kayısı etkilendi. Başka bazı ürünlerde de sorun yaşandığını görüyoruz” dedi.
Yumaklı, pestisit konusunda da sorunlu alanların denetinin yapıldığını açıkladı. Yumaklı şöyle devam etti:
“Geri dönün ürünlerin oranı binde bir ya da en fazla iki oranında, hepsi pestisit nedeniyle geri dönmüyor. Üretim sahasında son tüketim yerlerine kadar denetimler yapılıyor, pestisit tespit edilenler imha ediliyor.”
Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar da zirvede yaptığı konuşmada, bankanın tarım sektörüne olan güçlü desteğini vurgulayarak, sürdürülebilirliğin artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu ifade etti.
Çakar, Ziraat Bankası’nın tarımın en büyük destekçilerinden biri olarak bugüne kadar çiftçilerin, üreticilerin ve tarımsal sanayinin her zaman yanında olduğunu ve olmaya da devam edeceğini söyledi.
Konuşmasında tarım ile iklim değişikliği arasındaki ilişkiye dikkat çeken Çakar, değişen iklim koşulları ve kuraklık gibi etkilerin tarımsal üretimi doğrudan etkileyerek gıda güvenliğini tehdit ettiğini vurguladı. Çakar, “Sürdürülebilir gıda ve tarım güvenliğini sağlamak, çiftçilerimizin daha çevre dostu yöntemlerle üretim yapmalarını teşvik etmek ve gıda israfını azaltmak temel hedeflerimiz arasında yer alıyor” dedi.
Kaynakların daha verimli kullanılması, geri dönüşüm oranlarının artırılması ve atıkların yeniden işlenmesine yönelik çeşitli yöntemlerin geliştirildiğini belirten Çakar, sürdürülebilirliğin tarım sektörü için artık bir zorunluluk haline geldiğinin altını çizdi.
Ziraat Bankası’nın sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliğini destekleyen projelere finansman sağladığını ifade eden Çakar, “Tarladan sofraya etkin bir şekilde finansman sağlamak, üreticilerimizi yeşil dönüşümle buluşturmak ve gıda zincirinin her halkasına değer katmak temel önceliğimizdir” şeklinde konuştu.
Bankanın sadece finansman sağlayan bir kurum değil, aynı zamanda tarım ekosisteminin aktif bir oyuncusu, yol gösterici ve sorumluluk alan bir paydaş olduğunu belirten Çakar, “İklim değişikliğinin önlenmesi, kuraklıkla mücadele, biyolojik çeşitliliğin korunması ve kırsal kalkınmanın sağlanması gibi alanlarda sunduğumuz kredi ürünleriyle ülkemiz tarımına sürdürülebilir finansman temelinde bütüncül bir yaklaşımla destek veriyoruz” dedi.
Ana Sponsor Ziraat Bankası, Platin Sponsor DenizBank, Altın Sponsorlar Ferrero Fındık ve Sütaş, Sürdürülebilirlik Sponsoru olarak ise Ülker, zirvenin destekçileri olarak yer alıyor. Zirvenin Stratejik iş ortaklığını Bain & Company üstlenirken, stratejik iletişim ortağı olarak C Partner katkı sunuyor.