Zurich Sigorta Grubu, depremle yıkılan Hatay ve Kahramanmaraş’ta üç farklı noktada kurduğu Yan Yanayız Psikososyal Destek Merkezleri’nde kadınların ürettiği çanta, nazarlık gibi ürünleri İsviçre’de merkezinde yapacağı açık artırma ile satıp depremzedelere ek gelir sağlamanın yanı sıra bu merkezlerin depremzedeye sağlayacağı faydayı da artıracak. Zurich Sigorta Grubu’nun vakfı Zurich Foundation’ın Başkanı Gregory Renand, Hatay’daki merkezi ziyaret etti ve kadınların ürettiği tüm ürünleri satın aldıklarını, İsviçre’de açık artırmayla satacaklarını söyledi.
Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su ve vakfın Mütevelli Heyeti Üyesi Yılmaz Yıldız da açık artırmadan elde edilen gelirin iki katını da vakfın koyacağını ve Psikososyal Destek Merkezi’ne aktarılacağını vurguladı. Zurich Sigorta 3 konteyner kent ve online olarak şimdiye kadar 50 bin seans ve 900 bin kişiye dokundu. Şimdiye kadar 4 milyon dolar harcanan proji için 12 milyon dolar ayrıldı.
Yılmaz Yıldız, Zurich Türkiye olarak, pandemiyle birlikte artan mental sağlık ihtiyacına duyulan farkındalıkla, Z Zurich Foundation’ın katkıları ve İhtiyaç Haritası iş birliğiyle Yan Yanayız Projesi’ni hayata geçirdiklerini kaydetti. Toplum genelinde mental sağlık konusunda farkındalığı artırmayı ve kriz durumlarında en çok etkilenen grupları önceliklendirerek psikososyal destek hizmetlerine ücretsiz erişimlerini sağlamayı amaçladıklarını anlatan Yıldız, “Deprem bölgesinde fiziksel olarak var olmanın psikososyal destek açısından taşıdığı önemin farkındalığıyla Hatay ve Kahramanmaraş’ta üç farklı noktada Yan Yanayız Psikososyal Destek Merkezleri’ni kurduk. Bu merkezlerde, konteyner kentlerde yaşayanlar başta olmak üzere, merkezimize ulaşabilen herkesi; travma, yas ve afet alanında uzman ekibimiz eşliğinde yürütülen bireysel ve grup seanslarıyla psikososyal olarak destekliyoruz” diye konuştu.
Yıldız, Zurich Sigorta Grubu hakkında bilgiler verirken dünya üzerinde 215’ten fazla ülke ve bölgede 60 bin dolayında çalışanlarıyla dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden biri olarak hizmet verdiklerini belirtti.
Yıldız, Türkiye’ye en büyük yatırımı yapan 10 yabancı şirketten birisi konumunda olduklarını belirterek şunları kaydetti: “2023 Ekim’den bu yana 2 şirket satın alımı, 2 münhasır iş birliği anlaşması yaptık; 2008 yılından itibaren bağlı sermayemiz ve yaptığımız yatırımlar, yaklaşık 1 milyar dolara ulaştı. Son yapılan satın almalarla birlikte toplam müşteri sayımızı iki milyona çıkardık. Hayat emeklilik satın alımıyla birlikte 400 bin yeni müşteri ve 1 milyar dolarlık fon büyüklüğü sağladık. Sigorta ve emeklilik sektöründe Türkiye’deki en büyük 10 şirketten biriyiz. 2025 yılı sonunda 600 milyon dolar ciroya ulaşacağımızı öngörüyoruz. Türkiye’de bugüne kadar yaptığımız önemli satın almalara baktığımızda; Zurich Sigorta 2008 yılında TEB Sigorta’yı satın alarak Türkiye’de faaliyet göstermeye başladı. Bugün, 500’den fazla banka şubesi ve 1.700’den fazla acente ve broker aracılığıyla bireysel ve kurumsal müşterilerimize yangın, kaza, tamamlayıcı sağlık, oto, mühendislik, nakliyat gibi birçok alanda geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. 2023 yılının Ekim ayında, Mapfre Yaşam Sigorta A.Ş.’nin satın alınması ile hayat sigortası alanında faaliyet göstermeye başladık. 2024 yılında bireysel emeklilik lisansını alarak, hayat ve emeklilik hizmetlerini Zurich Yaşam ve Emeklilik Sigorta A.Ş. çatısı altında sürdürmeye devam ediyoruz.”
Son olarak, NN Group ile NN Hayat ve Emeklilik’in satın alma süreçlerini tamamladıklarını hatırlatan Yıldız, “Zurich Yaşam ve Emeklilik olarak hizmet veriyoruz. Bu satın alımla birlikte farklı müşteri gruplarına çoklu kanal yapımızla farklılaşmış ve esnek ürünlerle hizmet sağlamaya devam edeceğiz. Mevcutta çalıştığımız acente ve broker sayımız 1700 dolaylarında. 2023 Mart itibarıyla başlattığımız acente sayısında ve acente kanalından üretimlerde büyüme stratejisi doğrultusunda 1600 dolaylarında bir sayıya ulaştık. Broker ağımız da mevcut durum itibarıyla 100 broker seviyesinde, doğrudan çalıştığımız ve prim ürettiğimiz broker sayısı 50. NN Hayat ve Emeklilik A.Ş. çalışanları dahil genel müdürlüğümüzdeki 550 çalışanımızla 2 milyona yakın müşterimize hizmet veriyoruz. Yine Hayat dışında özellikle Türkiye’nin en büyük ticari kurumsal büyük risklerinin sigortacısıyız. Türkiye’deki AVM’lerin, önde hangi sigorta şirketi görülürse görülsün, neredeyse yüzde 80’i Zurich Türkiye kapasitesinde sigortalanıyor. Aklınıza gelebilecek köprü, baraj, nükleer santral, büyük ticari işletmelerin, kısacası Türkiye’deki en büyük 500 tesisin yaklaşık 300-350’sinde Zurich Sigorta Grubu Türkiye olarak sigorta hizmeti sağlıyoruz” diye konuştu.
2024 yılının Zurich Sigorta Grubu Türkiye için sadece bir büyüme yılı değil; aynı zamanda sürdürülebilir başarının, istikrarın ve stratejik derinliğin somutlaştığı bir dönem olduğunu anlatan Yıldız, 2024 performanslarında; özellikle hayat dışı branşta elde edilen 12.3 milyar TL’lik prim üretiminin, bir önceki yıl olan 2023’e göre yüzde 133.3’lük olağanüstü bir büyümeye karşılık geldiğini vurguladı. Bu dikkat çekici artışın sadece rakamsal bir başarı değil; aynı zamanda etkin kanal stratejilerinin, müşteri odaklı yaklaşımlarının ve risk temelli doğru fiyatlamaların bir yansıması olduğunu dile geteren Yıldız, “Türkiye’de faaliyet gösteren küresel şirketler arasında prim üretimi payımız yüzde 4 seviyesine ulaşarak Zurich Türkiye’nin uluslararası ölçekteki gücünü de pekiştirdi. Hayat branşında ise 2024 yıl sonu itibarıyla 233 milyon TL prim üretimi gerçekleştirdik. Küresel şirketler içerisindeki payımız yüzde 0.4 oldu. Prim üretiminin kanal dağılımına baktığımızda üretimimizin yüzde 42’sini acenteler, yüzde 32’sini brokerlar, yüzde 16’sını bankalar ve yüzde 10’unu merkez satış kanalı üzerinden gerçekleştirdik. Bu dağılım hem çok kanallı yapımızın gücünü hem de her bir satış kanalının ne kadar verimli çalıştığını gösterdi” dedi.
Son 15 ay içerisinde, sektördeki konumunu daha da pekiştiren Mapfre Yaşam ve NN Hayat ve Emeklilik şirketlerini satın aldıklarını hatırlatan Yıldız, “Bu satın almaların başarılı şekilde entegre edilmesiyle hem operasyonel gücümüzü arttırdık hem de müşteri portföyümüzü ve ürün çeşitliliğimizi genişlettik. Bu entegrasyonlar, şirketimizin uzun vadeli büyüme stratejisinin önemli birer yapı taşı. Bununla birlikte, banka dağıtım kanallarında da önemli iş birliklerini hayata geçirdik. Biri dijital, diğeri ticari müşteri odaklı olmak üzere iki banka ile iş birliğine gittik; ayrıca bu dönemde bireysel müşteri segmentine de odaklanan bir bankayla münhasır çalışma anlaşması yaptık. Zurich Sigorta Grubu Türkiye olarak, ülkemize inanıyoruz. Bir yandan kârlı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlarken, diğer yandan faaliyetlerimizi dünyamız, toplumumuz ve tüm paydaşlarımız için daha iyi koşullar oluşturma hedefiyle sürdürüyoruz. Yaptığımız yatırımlar, Türkiye ekonomisine olan güvenimizin somut bir göstergesi” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin gelişim potansiyeli, sektör için sunduğu yatırım fırsatları ve sigortacılık hizmetleriyle etkileşimde bulunan geniş bireysel ve kurumsal müşteri tabanının, satın alma kararlarında önemli rol oynadığını kaydeden Yıldız, Türkiye’den çıkan yapancı yatırımcıların bereriksizlik veya uzaktan kumanda ile iş yapması nedeniyle başarısız olduğunu vurguladı.
Zurich Foundation Başkanı Gregory Renand da Türkiye’yi ilk kez ziyaret ettiğini belirterek “Uzun yıllardır Türkiye’yi destekliyoruz. Türkiye’yi desteklemekten büyük gurur duyuyoruz. Türkiye, destek verdiğimiz ülkeler arasında gerçekten çok önemli bir konumda. Türkiye’de ortaya çıkan etki gerçekten olağanüstü. Sadece 2024 yılına baktığınızda, toplumsal katılım faaliyetleri ülkede 900 binden fazla insanın hayatında olumlu bir fark yaratmış durumda, bu çok büyük bir rakam. Aynı dönemde vakfın küresel ölçekte ulaştığı toplam etki 10,5 milyon kişiydi. Yani, vakfın toplam etkisinin yaklaşık %8’i Türkiye’de gerçekleşmiş oluyor. Burada, Antakya’da ve psikososyal destek merkezlerinin bulunduğu diğer konteyner kentlerde gerçekten önemli bir etki gördük. Merkezden yararlananlardan bu etkinin birebir anlatımını duymak çok kıymetliydi. Onların deneyimlerinden bu çalışmanın önemini daha iyi anlayabilirsiniz. Çünkü asıl resmi her zaman onlardan dinlediğimizde daha net görebiliyoruz. İhtiyaç Haritası ile ilişkimiz yaklaşık iki yıl önce başladı. Bu süre zarfında, Türkiye genelinde yaklaşık 1 milyon kişiye etki etmiş olacağız. Bu bana göre son derece derin bir etki. Özellikle konteyner kentlerde bu etki çok daha yoğun çünkü burada tekrarlayan oturumlar ile sürekli psikososyal destek sağlanıyor. Deprem sonrası etkilenen şehirlerde yalnızca son birkaç yılda 2 binden fazla kişiye doğrudan yardım edebilmiş olmaktan büyük bir gurur duyuyorum” diye konuştu.
İhtiyaç Haritası’nı destekleyerek sağladıkları etkinin yalnızca depremden etkilenen bölgelerdeki faaliyetlerle sınırlı olmadığını ifade eden Renand, şunları kaydetti: “Bu etki daha geniş ölçekte, ruh sağlığı ve dayanıklılık kampanyaları gibi çalışmalarla da destekleniyor. Sadece 2024 yılına baktığımızda, İhtiyaç Haritası ile yürütülen çalışmalar sayesinde 600 binden fazla kişiye ulaşıldı ki bu kişilerin içinde gençler, çocuklar, bakım verenler yer alıyor. Vakıf olarak dünya genelinde krizlere müdahale ediyoruz. Geçtiğimiz yıl 33’ten fazla krize destek verdik. Bu krizler; doğal afetlerden, sel, aşırı sıcaklık, orman yangınları, fırtına gibi olaylardan veya çatışma ortamlarından kaynaklanan krizler olabiliyor. Zurich ailesiyle birlikte bu desteği sağlayabiliyor olmaktan gurur duyuyorum. 60 bin Zurich çalışanı, bağış yaparak, zamanlarını ayırarak ve gönüllü olarak katkı sağlıyor. Vakıf da bu katkıları artırmak için eşleştirme gibi çeşitli destek mekanizmaları sunuyor. Türkiye’deki çalışanlarımızın toplum üzerindeki etkisini artırmaları için de bu sistemlerle onları destekliyoruz. Geçtiğimiz yıl, vakfın yıllık bütçesi 50 milyon İsviçre Frangıydı. Bu da yaklaşık 60 milyon dolara denk geliyor. Ancak biz vakıf olarak bütçeyi tek başına bir performans ölçütü olarak görmüyoruz. Çünkü bütçe, bizim için sadece bir araç. Asıl odaklandığımız şey “etki” yani kaç kişiye ulaştığımız. Bu yüzden 2024 yılına baktığımda, harekete geçirdiğimiz kaynaklarla dünya genelinde 100 farklı program aracılığıyla 10,5 milyon insana dokunmuş olmamız bizim için çok daha anlamlı bir başarı göstergesi.”