• ALTIN (TL/GR)
    2.873,57
    % 1,58
  • AMERIKAN DOLARI
    34,1263
    % 0,29
  • € EURO
    38,1014
    % 0,09
  • £ POUND
    45,4951
    % 0,36
  • ¥ YUAN
    4,8411
    % 0,60
  • РУБ RUBLE
    0,3694
    % 0,13
  • BITCOIN/TL
    2143462,213
    % -0,26
  • BIST 100
    9.900,25
    % -0,76

Bayraktar’dan Habertürk’e açıklamalar

Bayraktar’dan Habertürk’e açıklamalar

Doğalgaz ve elektrik fatularında yeni dönem mi? üzer üretim, depolama ve tahliye platformu ne yapacak? Akkuyu Nükleer Santrali’nde son durum ne? Yeni işbirlikleri ve anlaşmalar yolda mı? Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy sordu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar açıkladı.

Bakan Bayraktar’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Yüzer Üretim Platformu artık Türkiye’ye gelmiş oldu. Bu bizim petrol ve doğalgaz aramacılığının eksik kalan son parçasıydı. 1954’de Türkiye Petrolleri’nin kurulumuyla 70 yıldır petrol arama serüvenimiz var. Kendi gemilerimiz ve imkan kabiliyetlerimizi genişletmek ve özellikle gitmediğimiz kara ve deniz alanlarında arama yapmak hedefiyle yola çıktık. Dünyanın en güçlü filoya sahibiz. Biz Akdeniz’de 9 arama kuyusu kazdık, sondajını yaptık. Karadeniz’de 2020’de bu sondajımızın meyvelerini almaya başladık. Cumhuriyet tarihinin en büyük gaz keşfini yaptık. Şimdi iş daha zorlu safhaya geçmiş oldu. Özellikle açık denizde gazı 2100 metre denizin altından ulaşıp, yüzeye çıkarıp, karaya getirmek önemli bir iş. Bunu da başardık. Bugün 6 milyon metreküp üretimi yapar hale geldik.

“20 YIL BOYUNCA 10 MİLYON METREKÜP ÜRETİM”

Bu Türkiye’de 2 milyon 600 bin konutun doğalgaz ihtiyacını karşılıyor demektir. Hedefimiz 10 milyon metreküp. Önümüzdeki yıl inşallah 2025 yılın ilk çeyreği çıkmadan ulaşmış olacağız. O zaman inşallah 4 milyon konutun gaz ihtiyacını karşılıyor hale geleceğiz. Bugün Çanakkale’deki yeni yüzer platform son aşaması bunun. Biz kendi gemilerimizle sismik, üç boyutlu sismik, sondaj yapıyoruz. Şu anda bizim üretim tesisimiz Filyos’ta, karada. Denizin üstünde kurulu olacak. Bu yüzer platform orada 20 yıl boyunca aynı lokasyonda kalacak. 8 ila 10 kuyu bu platforma bağlanacak. Bugün Filyos’ta yaptığımız işleme faaliyetini yapacağız. BOTAŞ hattına, evlerimize ve işyerlerimize göndereceğiz. 10 milyon metreküpü 20 milyon metreküpe çıkaracaktır bu proje. Şu anda bütün yoğunluğumuz bu gazın üretimini artırmakla alakalı. Karadeniz’de daha fazla kaynak olduğuna inanıyoruz. Yeni bir keşif kuyusu ve sondajla beraber inşallah artırmak, belki petrol keşfine ulaşmak istiyoruz. Karadeniz’de petrol kaynağının olduğuna inanıyoruz.

“FATURALARIN YÜZDE 60’INI DEVLET ÖDÜYOR”

Türkiye’nin en önemli açmazlarından bir tanesi cari açık. Enerji hariç cari fazla veren ekonomimiz var. Enerjiyi hariç tuttuğumuzda ekonomiden söz etmek mümkün olmaz. Türkiye bu enerji ithalatından dolayı ekonomide kırılganlık yaşıyor. Mutlaka enerjide dışa bağımlılığımızı düşürmemiz lazım. Bu açıdan bunun ekonomimize makro katkımız var. Geçen sene enerjiye 70 milyar, bir önceki sene yaklaşık 96,5 milyar ödedik. 7,5 milyar metreküplük üretim bizim enerji ithalat kalemimizi yüzde 15 düşürmüş olacak. Yüzde 100’den inşallah daha aşağılara doğru ineceğiz. Gabar’da petrol bağımlılığımızı azaltmaya çalışıyoruz. Gidecek çok yol var. Biz vatandaşlarımızı ciddi anlamda destekliyoruz. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgazda ödeyeceği faturaların devlet olarak yüzde 60’ını biz karşılıyoruz. Buna önümüzdeki dönemde de devam etmeyi hedefliyoruz. Elbette bu imkan meselesi. Burada desteği tüketim esaslı ortaya koymak, çok tüketenin maliyetine katlandığı destek modeline geçmek istiyoruz.

“MÜMKÜN OLDUĞUNCA ZAMSIZ GÖTÜRMEK İSTİYORUZ”

Bu süreçte öncelikli çalıştığımız alanlardan bir tanesi aynı zamanda enflasyonla mücadele. Enerji fiyatlarının enflasyon etkisini göz önünde bulundurarak çalışıyoruz. Enflasyonun aşağı gidişini hızlandırmak için bu süreci mümkün olduğu kadar zamsız götürmek istiyoruz.

“FATURALANDIRMADA YENİ MODEL NASIL OLACAK?”

Belli bir seviyenin üzerine ulaşmış bir tüketici üst gelir durumunda tüketici. Evinde bulunan elektrikli cihazların çok olduğunu düşünelim. 400-500 kilovat diyelim. Burada destek gruplarını doğru tanımlamak önemli. Bu bizim OVP programında var. 2024 tüketimlerine bakarak uygulamaya geçmek istiyoruz. Türkiye’de yaklaşık 36 milyon civarında abone var. Yüzde 3’lük bir dilim yüksek tüketim grubu olabileceğini düşünüyoruz. Onlara ‘elektriğin maliyeti budur, bu maliyeti ödeyin’ diyeceğiz. Üzerinde çalışıyoruz. 2025 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu tüketim grubunun, tüketimin veya talebin fiyat esnekliği diye bir kavram vardır. Bu sizin gelir seviyenizle, konforunuzla, beklentinizle alakalı bir şey. Doğrusu böyle bir tüketim grubunun bu maliyetlere katlanabilmesinin uygun olduğunu, destek gruplarını daha rahatlatacağını söyleyebilirim. Burada öngöremediğimiz şeyler olabilir. Kırsalda 1 sayaçtan belki 3 aile, baba ve 2 oğlu aynı yerde oturuyor Netice itibariyle tüketimleri o rakamı geçmiş olur. Hassas süreçler olduğu için titiz çalışma yapmamız lazım. Çalışma bittikten sonra kamuoyuyla paylaşmamız daha doğru olur. İstisnaları hesaba katarak hata yapmamaya çalışıyoruz. İşin özünde maliyetine katlanabilecek grupların maliyet esaslı fiyatlandırmaya geçmeyi hedefliyoruz.

“HAYAL EDİLEMEYEN ŞEYLERİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”

Biz Türkiye’de herşeyi çok hızlı yaptık. AK Parti iktidarında hayal bile edilmeyecek şeyler. 70 yıllık Türkiye’nin nükleer hayali inşallah gerçekleşiyor. Üst ligdeki ülkeler grubuna giriyor. 1954 Türkiye Petrolleri’nin kuruluşudur. Biz ilk kez of shorede gaz keşfi yaptık. Türkiye’nin 50 yılda ürettiği gazı biz şimdi 1 yılda üreteceğiz. Herşeyi hızlı yapmaya gayret ediyoruz. Bu gazın kısa bir süre içinde karaya gelmesi dışarıda gıptayla taki edilen işler. Huston’da konuşmuştum. Herkes Türkiye’deki ilerlemeleri hayret ve gıptayla izliyor. Kısa bir süre içinde büyük işleri başarıyor Türkiye. Bu sahalardaki yaptığımız faaliyetler ticari olarak da çok kârlı işlerdir. Bunun en önemli kanıtlarından bir tanesi özellikle yapancı şirketlerin bizimle ortaklık talepleri var. Uluslararası şirketler Karadeniz sahasında ortaklık için teklifini veren var, teklif hazırlığı yapan var. Zor aşamaları geçmiş durumundayız. Projeye hakikaten katma değer getirebilecek anlamlı ve stratejik ortaklık olabilirse, başka ülkelerde kendi varlıklarına ortak olmamıza evet derlerse bunu düşünebileceğimizi ifade ettik. Ortak alacaksak onun dünyadaki varlığından ortaklık almak istiyoruz.

AKDENİZ’DE GAZ ARAYIŞI NE DURUMDA?

Akdeniz mavi vatanın en önemli parçası. Biz bunu kendi mühendislerimizle yapmazsak, bize bunu yapmayacaklarını biliyorduk. Gerek İsrail ve Mısır o dönemde Akdeniz’de doğalgaz keşfi yapmışlardı. Akdeniz’de 9 tane derin deniz sondajımız var. Kıbrıs’ın güneyinde dahi, gidilmesi tahayyül edilemeyen lokasyonda bile sondaj yaptık. Adanın güneyi ve doğusunda sondajlarımızı yaptık. Ama Karadeniz’deki gibi üretebilir potansiyel keşfedemediğimiz için ağırlığımızı ilk etapta Karadeniz’e verdik. Orada ilk sondajımızı tarihin en büyük keşfini yaptık. Mavi vatandan vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Akdeniz’de farklı perspektiften buralara tekrar gireceğiz.

“ORUÇ REİS SOMALİ’YE GİDECEK”

Oruç Reis’i Somali’ye göndereceğiz. Somali’de Oruç Reis sismik çalışma yapacak. Türkiye olarak Karadeniz’deki keşif, Gabar’daki petrol keşfi ve üretimimiz. Ülkemizin ekonomisi büyüyor, ihtiyaçlarımız artıyor. Günlük 2 milyon varile ihtiyacımız var. Biz şu anda yaklaşık 250 bin varil üretiyoruz. Daha gidecek çok yolumuz var. Türkiye’den elbette bulacağız. Nasıl Şahdeniz’de Azerbaycan’da, Hazar Denizi’nde ortaksa, Irak’ta ortaklığımız varsa, dünyanın farklı coğrafyalarında da olacağız. Oruç Reis şimdi ilk adımı atıyor. Orada bize verilen 3 blok var. Çıkan değerlendirmelere, analizlere göre diyeceğiz ki ‘Biz burada şu sondajı yapacağız’. Ümit ediyoruz ki, inşallah bir keşifle neticelenir. Önemli olan keşifleri yapabilmek. Gazı bulduğunuz zaman onun piyasasında bulmanız lazım. Mutlaka sıvılaştırmanız lazım. Petrol çok daha kolay, sıvı olarak çıkıyor ve dünyanın her yerine götürebilirsiniz. Libya, Irak, Nijer’de de arama çalışmalarımız var. Libya Petrol Bakanı ile Huston’la görüştük. Bu coğrafyalara Türkiye mutlaka aktif olarak çalışmalarıyla girecek.

“MÜHENDİSLERİMİZDE ÖZGÜVEN OLUŞTURDUK”

Çok büyük bir yetkinlik geliştirdik. Esas şunu yaptık; biz bazı tabuları yıktık. Kendi mühendislerimizde ciddi bir özgüven oluşturduk. ‘Biz yapamayız, yabancı yapar’ denilen yerden başka bir yerdeyiz. Çok ciddi anlamda insan kaynağını yetiştirmiş durumdayız. Özgüveni yerinde, bu işleri öğrenmiş, Akdeniz’de ikinci, üçüncü kuyuya gittiğimizde ‘Buralar anlaşmazlık olan bölgeler’ diyerek birçok yabancı şirket oradaki operasyonlarımızda yalnız bıraktı. Bir anlamda örtülü veya doğrudan yaptırım bizi kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya itti ve bu imkanları kendi mühendislerimize sağlar hale geldik.

AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ’NDE SON DURUM

Akkuyu Türkiye’deki nükleerden enerji üretme işinin 70 yıllık bir hikayesi. Her iktidarlar döneminde geçmişte nükleer enerjiye sahip olmak için belli adımlar atılmış. Bunlarla ilgili en müşahhas, kayda değer proje şu anda Akkuyu Nükleer Santral projesi. Akkuyu’nun lokasyon olarak seçimi ta 1970’lerde. İTÜ’nün tespitleri 1970’lere kadar gidiyor. 2010 yılında Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde Rusya Federasyonu ile anlaşma imzalandı, Meclis’ten onaylandı. 2018 yılına kadar, arada 2015’de Rusya ile gerginlik süreci vardı, bu süreçler değerlendirildi ve 2018 Nisan ayında Akkuyu’da ilk betonu döktük. Normal hükümetler arası anlaşmaya göre kurgulanan süre 7 yıl. 2025 yılının Nisan ayı. Ama elbette ki Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim’de bu tesisi Türkiye’ye kazandırmak için sahadaki ekibi epey zorladık. Nükleerin doğası gereği bazı şeyleri hızlandırmak pek mümkün değil. Uluslararası kurallar var.

Ayrıntılar geliyor…