Bütçe görüşmelerinde kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasında şunları söyledi:
“BU BÜTÇE VİZYON TAŞIMIYOR”
Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyetin ilk yüzyılının son 25 yılında neredeyse bütün bütçeleri yaptı. Özellikle şu hedefi ortaya koyuyordu, “Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyanın en güçlü 10 ekonomisi içine sokacağız”. Bugün bu bütçe Cumhuriyetin ilk çeyreğindeki bütçeleri örnek almak yerine yoksullaştıran, gelir adaletsizliğini büyüten, enflasyonla mücadele yeterliliği göstermeyen bütçelerin tekrarı. Elbette burada bütçeyi destekleyecek çok değerli hatipler olacak. Türkiye coğrafyasında 7 bölgeye dağılmış on binlerce fabrikaların, atölyelerin istihdam ve katma değer yatırımların olduğu, hiçbir vatandaşın açlık sınırında yaşamadığı, üniversitelerin bilim ve teknoloji ürettiği bir ülke beklenir. Dünyanın 20 yıl gerisinden teknoloji hamleleri yapmak yerine kendi ihtiyacımız olan yüksek teknolojiyi örneğin yerli ve milli çipimizi ürettiğimiz sürece katkı sağlansaydı bu ortaya konan kamu yatırımları. Bu bütçenin böyle bir vizyon taşımadığını hep birlikte görüyoruz.
“BU RAKAMIN YARISINDAYIZ”
2023’deyiz, bütçe konuşuyoruz, bütçeden sonra yıl değişecek ve hedef ilk 10 ekonomi içine girmek iken, bu ülkenin ilk 20 ekonominin içinde yaşadığı bir süreçte yaşıyoruz. Türkiye’nin 74. sırada olan kişi başına milli gelirini ilk 50’ye taşımayı vaat ederken ilk 78’e gerilemiştir. İhracat hedefi 500 milyar dolardı ama şu anda bunun yarısına ulaşılabilmiş değil. 2023 yılının ekonomik toplam büyüklüğü 2 trilyon dolar ifade edilmişti bugün bu rakamın yarısı noktasındayız.
“BU İÇ DARALTICI BİR KONU”
Son 5 yılda tam 152 milyardan vazgeçildi. Vazgeçilen vergilerin toplamı bu. KDV iadesinin kime yapılıp, kime yapılmayacağına bir partinin genel başkanı genel verecek. Hem sistemin çarpıklığı hem Anayasa’ya aykırılık bir araya gelince birinin cebine para koyma, birinin cebine para konulmama yetkisinin verildiği bir garip durumla karşı karşıyayız. 100 lira vergi toplanıyor, 68 lirası dolaylı vergiler. Kazanandan, kâr edenden gelir ve kurumlar vergisi değil de tüketimi sırasında alınan vergiler. Zengin ve fakir ayırt etmeden. Holding patronu ile kapıdaki güvenlikçisi aynı vergiye tabi. Geriye yüzde 32 kalıyor. Dolaylı olmayan vergiler kendi içinde dağılımı. Bunun 21 lirası yine çocuğuna bez alan işçinin, öğretmenin, emeklinin maaşından; yani çalışanların maaşlarından gelir vergisi. Geriye üretim yapanlardan, para kazananlardan, ihracatçılardan, tacirlerden yani kazandığı paradan ödedikleri vergi. Mehmet Şimşek geçen hafta ‘vergiyi tabana yaymak durumundayız’ dedi. Bu vergi sistemini artık tabana değil tavana yayma zamanı gelmiştir. Bu konu gerçekten iç daraltıcı konu. Emin olun ne tekniktir ne teoridir; tamamen siyasidir. Siyaset öncelik, tarafını belirleme işidir.