Petrol Rezervleri, Üretimi ve Fiyatları
Petrol fiyatlarında ortaya çıkan düşüş, küresel ekonomide, tıpkı yükselişinde olduğu gibi bir takım sorunlarla birlikte oluyor. Petrol fiyatlarının mikroekonomik analizine girişmeden önce petrol konusunda biraz ayrıntı verelim.
2013 yılı sonu itibariyle yeryüzünde varlığı kanıtlanmış petrol rezervleri 1,7 trilyon varil olarak hesaplanıyor. Bu toplam rezervin 1,2 trilyon varili (% 72’si) OPEC ülkelerinde, 381 milyar varili (% 22’si) OPEC dışı ülkelerde, 93 milyar varili de (% 6’sı) Rusya’da bulunuyor.
2013 yılında gerçekleştirilen günlük petrol üretimi 86,8 milyon varildir. Bu, kabaca yılda 31,7 milyar varil petrol üretimi demektir. Rezervlerin 2013 yılındaki hızla tüketilmeye devam ettiğini varsayarsak dünyadaki varlığı kanıtlanmış rezervlerin dayanacağı süre 53 yıl olarak hesaplanmaktadır. Bu süre, Ortadoğu petrol rezervi için 78 yıl, Rusya için 24 yıl ve ABD için 12 yıl olarak hesaplanmaktadır.
1960 yılında Bağdat Konferansı sırasında kurulan OPEC, ağırlığını asıl olarak 1970’lerin başlarında gösterdi. 1973’de 3,29 USD olan varil fiyatı, OPEC’in üretim kotaları uygulayarak petrol üretimini kısıtlaması sonucunda, 1974 yılında 11,58 USD’ye fırladı.
Ham petrol varil fiyatları 1970 başından bugüne şöyle bir gelişim gösterdi.
1970’lerin başında yaşanan yükseliş 1970’lerin sonuna doğu sıçramaya döndü. 1980 yılında fiyat, 37 USD/Varil ile zirve yaptıktan sonra düşüşe geçti. Petrol fiyatlarının yeniden yükselişe geçmesi küresel ekonominin yükseliş konjonktürüne girdiği 2000’lerle başladı. 1999 yılında 18 USD/Varil olan petrolün fiyatı 2005 yılında 55 USD/Varil’e çıktı. Küresel krizin etkisiyle ekonomik konjonktürün tersine dönmesi sonucu petrol fiyatı 2009 yılında düşüş yaşadı, ardından yaşanan toparlanmalar fiyatı yeniden yükseltti. 2011 ve 2012 yıllarında petrolün varil fiyatı 112 USD dolayında oluştu. 2013 yılından başlayarak özellikle Avrupa ekonomilerinin yaşadığı resesyon eğilimleri, Japonya ekonomisinin küçülmeye yönelmesi ve Çin’in büyümesindeki gerilemeler, talebi düşürünce petrol fiyatı gerilmeye başladı. Bugün geldiğimiz aşamada petrol fiyatı 70 USD/Varil dolayında dalgalanıyor.
Kaya petrolü
2014 yılı itibariyle dünyadaki kaya petrolü rezervlerinin 3,3 trilyon varil olduğu tahmin ediliyor. Yani kaya petrolü rezervleri, ham petrol rezervlerinden daha fazla. Bu rezervlerin 2,6 trilyon varilinin ABD’de olduğu tahmin ediliyor. Elde edilme maliyetinin yüksek olması kaya petrolü üretiminin artmasının önündeki en önemli engel olarak görülse de petrol fiyatının artış göstermesi kaya petrolünün üretimini de teşvik ediyor. Kaya petrolü üretimi için başabaş noktasının (maliyeti kurtarma fiyatı) 80 USD/Varil olduğu belirtiliyor.
Son Gelişmelerin Mikroekonomik Analizi
Petrol fiyatının 2000’lerden itibaren hızlı bir artış eğilimine girmesiyle dünyada alternatif enerji kaynaklarına yönelişte ciddi artış oldu. Güneş enerjisi, termal enerji, rüzgar enerjisi, biyoenerji gibi alternatifler zaten kullanılmaya başlanmıştı. Son dönemde bunlara kaya petrolü kullanımı da eklendi. ABD’nin kaya petrolü kaynaklarını yoğun biçimde kullanması dünyadaki petrol dengelerini değiştirdi. ABD bu kaynaktan günlük 4 milyon varil üretim gerçekleştirmeye başladı.
Son gelişmelerin mikroekonomik analizini bir şekil yardımıyla yapalım.
Şekilde dikey eksende USD cinsinden petrol fiyatı, yatay eksende de varil cinsinden petrol üretim miktarı gösteriliyor. Kaya petrolünün üretiminin başlamadığı dönemde, petrol üretiminde büyük ağırlığı olan OPEC’in uyguladığı 30 milyon varil/gün’lük üretim kotası arzı sabit (katı) hale getiriyordu. O nedenle S1 petrol arzı eğrisi dikey eksene paralel biçimde gösteriliyor. Böyle bir ortamda üretim miktarı q1 ve fiyat da p1’de oluşmuşken (W noktası) bu fiyatın maliyeti kurtaracak bir fiyat olarak görülmesi sonucu ABD’nin kaya petrolü üretimine geçerek kendi petrol ihtiyacının bir bölümünü karşılamaya başladığını düşünelim. Yeni kaynakların devreye girmesiyle arz artacak yani S1 arz eğrisi S2 olarak sağa kayacaktır. Bu durumda üretim miktarı q1’den q2’ye artarken fiyat da p1’den p2’ye düşecek ve yeni denge X noktasında oluşacaktır.
Buna karşılık Avrupa, Japonya, Çin ve diğer ülkelerde tüketim malları ve yatırım mallarına olan talepte ve dolayısıyla üretimde de düşüş ortaya çıktığını düşünelim. Bu ekonomilerdeki büyüme düşüşünün (hatta bazılarında resesyona geçiş) altındaki talep yetersizliği üretimde, taşımada kullanılan petrol ürünlerine olan talebi de düşürmektedir. Söz konusu talep düşüşünü şekilde D1’den D2’ye kayma olarak gösteriyorum. Bu durumda üretim miktarı (q2) değişmediği halde fiyat p2’den p3’e gerileyecek yeni denge Y noktasında oluşacaktır.
Bu gerilmeyle bu kez fiyat, kaya petrolünün üretim maliyetini kurtaramaz hale geleceği için kaya petrolü üretimi düşecek ve fiyatlar yeniden yükselmeye başlayacaktır. Şekildeki Z noktası gelişimin bu aşamasını göstermektedir. Bu yeni denge noktasında üretim q2’den q1’e gerilerken fiyat da p3’den p4’e yükselecektir.
Denge şimdilik burada kurulmuş görünüyor.
Ayrıntı Notu:
OPEC, petrol ihraç eden ülkelerin oluşturduğu bir birliktir. Üyeleri şu ülkelerdir: Angola, Libya, Nijerya, Cezayir, İran, Irak, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Venezuela, Ekvador. OPEC, fiyatın belirlenmesini üretimi kısıtlayarak sağladığı için bir kartel özelliği göstermektedir. Buna karşılık kartel olarak adlandırılmasını sağlayan zorlayıcı bir mekanizmaya sahip değildir.
Kartel, aynı alanda üretim yapan firmaların ya da devletlerin çeşitli anlaşmalarla tekel koşullarını yaratacak şekilde birlikte hareket ettikleri yapılanmadır.
Kaya petrolü, kayalar arasında bulunan kerogen adlı organik maddenin çeşitli teknik yöntemlerle (Hidrojenerasyon veya termokimyasal çözültmeler gibi) dönüştürülmesiyle oluşan bir petrol türü. Aynı organik maddeden farklı dönüşümler yoluyla kaya gazı elde edilmesi de söz konusu olabiliyor.