Türkiye’deki elektrikli mobilitenin gelişimi birçok markanın dikkatini çekerken, veriler ve gelişmeler, dünyada da yaygınlaşmakta olan elektrikli ve hibrit otomobillerin, Türkiye otomobil pazarından aldığı payın yükselmeye devam ettiğine ve daha da yükseleceğine işaret ediyor.
Türkiye’deki “yeşil otomobillerin” yolculuğu, yükselen ivmeyle gelişmeye devam ediyor. Avrupa ve Asyalı birçok marka, daha önce duyurusunu yaptığı iddialı modellerini yıl içinde Türkiye pazarında da satışa sundu.
Elektrikli otomobillerin yanı sıra elektrikli mobilitenin bir diğer parçası olan hibrit motorlu otomobillerin sayısı da giderek artıyor. Yapılan anket çalışmaları da elektrikli araçlara ilişkin satın alma ilgisinin oldukça yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, Türkiye otomobil pazarında benzinli otomobil satışları 561 bin 53 adetle yüzde 66.7 paya sahip olurken, dizel otomobil satışları 121 bin 511 adetle yüzde 14.4 pay aldı. Oto gazlı otomobil satışlarının payı da 9 bin 247 adetle yüzde 1.1 oldu.
Hibrit otomobillerin pazardan aldığı pay, 89 bin 13 satışla yüzde 10,6 olarak kayıtlara geçerken, elektrikli otomobil satışlarının payı ise 60 bin 101 adetle yüzde 7.1 seviyesinde gerçekleşti.
Türkiye’de faaliyet gösteren otomotiv markalarının üst yöneticileri, elektrikli otomobil pazarına ilişkin 2023 değerlendirmelerini ve 2024 öngörülerini paylaştı.
Skywell Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Mahmut Ulubaş, 2023 yılında elektrikli araçların otomobil pazarındaki varlığının Togg’un gelişi ile daha da güçlendiğini söyledi.
Hem üretici markaların stratejileri hem de tüketici talebinin elektrikli otomobil yönünde evrilmesinin, otomotiv pazarındaki motor tipleri arasındaki dağılımın elektrikli araçlar lehine değişmeye devam edeceğinin net bir göstergesi olduğuna dikkati çeken Ulubaş, “Önümüzdeki dönem tüketici davranışları ve markaların hedefleri doğrultusunda elektrikli araçların daha yaygın, daha erişilebilir hale geldiği bir dönem olacağını düşünüyorum.” dedi.
Ulu Motor olarak Leapmotor ve Skywell markalarıyla Türkiye pazarında oldukça önemli bir yere sahip olduklarını belirten Ulubaş, şunları kaydetti:
“Tüketici nezdinde oldukça iyi kabul gören markalarımız ve hızla güçlenen bayi yapılanmamızın ardından otomotivin ticari kısmının yanı sıra sanayisinde de ciddi atılımlar yapmayı hedefliyoruz. 2024 yılı bizim için hem ticari anlamda hem de yeni girişimlerimiz ve ülkemizin sanayiine sağlayacağımız katkı anlamında son derece heyecan verici. Kısa vadede batarya üretimi ile başlayacağımız yatırımlarımıza araç üretimi ile devam etmek üzere altyapı hazırlıkları ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2023 yılı bizim için oldukça verimli geçti. Skywell olarak 2023 yılını yaklaşık 3 bin satış adedi ile tamamlayacağız. Diğer markamız Leapmotor’da ise 2023 yılını toplam 500 adet satış adedi ile tamamlayacağımızı öngörüyoruz.”
Honda Türkiye Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer de elektrikli otomobil pazarının beklentilerin üstünde bir yılı geride bıraktığını ifade ederek, bunda Togg’un da çok büyük bir etkisi olduğunu söyledi.
Elektrikli otomobillerin ithalatına yönelik geçen günlerde yapılan düzenlemenin bundan sonraki süreç içerisinde pazarın nereye doğru evrileceğine yönelik en önemli göstergelerden biri olacağına işaret eden Kılıçer, “Orada bir geri çekilme veyahut daha anlaşılabilir bir noktaya gelmesi bu ivmenin artacağı anlamına gelir. Ama orada herhangi bir geri çekilme olmazsa ben önümüzdeki yıl yüzde 5 pazar payının daha yukarı çıkması beklemem. Altyapı çalışmaları konusunda herhangi bir sıkıntı yok. Hala Avrupa’nın önünde gidiyoruz araç başına düşen şarj istasyonu anlamında. Teknolojiyle beraber burada herhangi bir sıkıntı yaşayacağımızı zannetmiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Bülent Kılıçer, Türkiye’de üretimini sonlandıran Honda’nın elektrikli bir otomobil üretme planıyla yeniden üretime dönüp dönmeyeceğine ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Bu soruya pozitif ya da negatif cevap vermek olmaz. Sonuçta Honda Türkiye ticari bir şirket. Ticaret yapıyor. Uygun şartlar olduğunda tabii ki bu konuyu da düşünecektir ama bu uygun şartların öncelikle sağlanması lazım. Ama bizim fabrikayı kapatmamızın arkasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi elektrifikasyondu. Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da İngiltere’de de fabrikamızı maalesef kapatmak zorunda kaldık. Dolayısıyla daha kompakt bir üretim amacıyla yapılan bir hareketti. Ama şartlar olgunlaşırsa mesela neden Türkiye’de elektrikli bir otomobil üretmek mümkün olmasın? Çünkü Türkiye her açıdan gerçekten çok çok üretime uygun bir ülke. Hem işçilik maliyetleri anlamında hem de ham madde anlamında. Söz konusu şartların olgunlaşmasından şu an için çok uzağız. Onu söyleyebilirim.”
Doğuş Otomotiv İcra ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu ise 2024 yılının Türkiye otomotiv pazarında elektrikli araçların (EV) arttığı bir yıl olmasını beklediklerini belirterek, “Kendi markalarımız da dahil olmak üzere, birçok marka; yeni modelleri pazara sunmaya başlayacak. Türkiye’de 2021 yılında yüzde 0,4, 2022 yılında yüzde 1,05 olan EV pazar payı, bu yılın 11 aylık döneminde yüzde 7,1’lere ulaşmış durumda. Toplam EV satış adedi ocak-kasım satış adedi 60 bin 101 adetlere ulaştı. Bu da bize Türkiye’nin ciddi bir pazar potansiyeli olduğunu gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Doğuş Otomotiv’in kuruluşunun 30. yılı olan 2024 yılında tam anlamıyla bir elektrikli model atağı gerçekleştireceklerini aktaran Bilaloğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Volkswagen Binek Araç markamızda 2. çeyrekte ID.4 ve ID.5, üçüncü çeyrekte ID.7 ve son çeyrekte ID.3, Volkswagen Ticari Araç markamızda yılın 3. çeyreğinde ID.Buzz Audi markamızda yılın ikinci yarısında Q4 e-tron ve Q6 e-tron… Porsche bu yıl Taycan’dan sonra ikinci elektrikli modelini pazara sunacak. İlk yarı itibarıyla Porsche Macan satışa sunulacak. CUPRA markamız 2 elektrikli modelini pazara sunacak. Yılın 3. çeyreğinde CUPRA Born modelimizin, son çeyrek içerisinde de CUPRA Tavascan modelleri müşterilerimizle buluşacak. Hızla büyüyen elektrikli araç parkını düşündüğümüzde bu pazarı destekleyebilmek için 2030 yılına gelmeden Türkiye genelinde 100 bin adedin üzerinde şarj istasyonu noktasına ulaşılması gerekli gözüküyor. Bizim de Doğuş Otomotiv olarak, 2024 yılında yine elektrifikasyon yolculuğumuzla ilgili önemli yatırımlarımız olacak. Doğuş Otomotiv iştirak markası olan D-Charge markamız ile 2024 yılında başta yetkili satıcı ve servis noktalarımız olmak üzere şarj hizmeti vermeyi hedefliyoruz. Özellikle 2024 yılının ikinci yarısından itibaren 185 DC ve 450 AC ünite ile elektrikli araç kullanıcılarına şarj hizmeti vermeyi hedefliyoruz.”
Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik de Türkiye’de 11 aydaki elektrikli otomobil satışlarının bir önceki yılın aynı dönemine göre 10 kat daha fazla olduğuna ve tüketici nezdinde elektrikli otomobile olan ilgilinin en büyük göstergesi olarak bu verinin gösterilebileceğini dile getirdi.
Borusan Otomotiv Grubu olarak BMW i3 modeliyle 2013’te çıktıkları elektrifikasyon yolculuğuna temsil ettikleri markaların tamamen elektrikli ve hibrit modellerini dünya ile aynı anda müşterilerle buluşturarak devam ettiklerini belirten Tiftik, ” ‘Türkiye Otomotiv Sektörünün Elektrifikasyon Dönüşümünde Öncü Olmak’ vizyonumuz çerçevesinde kendimize önemli hedefler de koyduk. 2030 yılında distribütörlüğünü üstlendiğimiz BMW ve MINI markalarımızın toplam satışları içindeki elektrikli araç payını yüzde 75’e, Range Rover, Defender ve Discovery markaları içinse yüzde 70’e çıkarmayı planlıyoruz. Türkiye otomotiv pazarına yeni giren markalarla bu alandaki rekabetin artacağını ve elektrikli araçların satışlarının da buna paralel olarak daha yüksek adetlere çıkacağını öngörüyoruz. Artan elektrikli otomobil sayısı Türkiye şarj altyapısının da hızlı gelişimine katkıda bulunacaktır.” ifadelerini kullandı.